
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125/D-l maddesine; "Amirine, maiyetindekilere, iş arkadaşları veya iş sahiplerine hakarette bulunmak veya bunları tehdit etmek," fiilinin kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektirdiğihükmüne yer verilmiştir.
Disiplin cezaları, kamu görevlilerinin mevzuata, çalışma düzenine, hizmetin gereklerine aykırı fiillerine karşı düzenlenen idari yaptırımlardır. Kamu hizmetlerinden sürekli uzaklaştırılabilmek gibi ağır sonuçlara neden olabilen disiplin cezaları, ağırlığı ve önemi sebebiyle Anayasa'nın 38. maddesindeki suç ve cezalara ilişkin kurallara tabi tutulmuştur.
"Kanunsuz suç ve ceza olmaz" ilkesi uyarınca, ceza yaptırımına bağlanan her bir fiilin tanımının yapılması ve kanunun ne tür fiilleri suç sayarak yasakladığının hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirtilmesi gerekmektedir. Sözü edilen suç tanımlaması yapıldıktan sonra, suçun karşılığı olan cezanın ve suç sayılan fiili gerçekleştiren kamu görevlisinin hangi disiplin kuralını ihlal ettiğinin açık bir şekilde ortaya konulması da zorunludur. Söz konusu fiil, mevzuatta öngörülen tanıma uymuyorsa verilen disiplin cezasının hukuka aykırı olacağı açıktır.
Örnek oalyda; ... Devlet Hastanesinde doktor olarak görev yapmakta olan davacı hakkında, ... İlçe Sağlık Müdürlüğüne bağlı ... Mahallesinde açılan ... Geçici Sağlık İstasyonunda ... tarihi saat 22.00 civarlarında gerçekleşen yangın ile ilgili olarak; yangına davacının sebebiyet verdiği, ayrıca yangın öncesinde muhtara, yangın sonrasında kolluk kuvveti personellerine sinkaflı cümleler sarf ettiği iddiasıyla başlatılan soruşturma sonucunda düzenlen ... tarihli soruşturma raporunda özetle; davacının jandarmalara ve muhtara ''o.ç muhtar nerde, sana da o.ç müdüre de soracağım, o.ç, lan o.ç müdürü neden telefon ile aradın da bana laf söyletiyorsun, ben o o.ç müdür ve senle görüşeceğim'' gibi sinkaflı cümleler sarf ettiğinin tanık ifadeleri ile sabit olduğunun tespit edildiği, davacının bu fiiline uyan ve yukarıda metnine yer verilen 657 sayılı Yasa'nın 125/D-l maddesi uyarınca 3 yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılması yönünde getirilen teklif neticesinde "2 yıl kademe ilerlemesinin durdurulması" cezası ile tecziyesine karar verilmesi üzerine dava açılmıştır.
Mahkemece; " Uyuşmazlıkta davacıya isnat edilen fiilin sabit olduğu anlaşılmakta ise de; olayın gerçekleştiği zaman dilimi ve yerde gerek muhtarın gerekse jandarma görevlilerinin davacının amiri, maiyeti, iş arkadaşları veya iş sahipleri olarak değerlendirilmesi mümkün olmayıp söz konusu fiilin "Amirine, maiyetindekilere, iş arkadaşları veya iş sahiplerine hakarette bulunmak veya bunları tehdit etmek" suçu kapsamında bulunmadığı açıktır. Bu haliyle davacının fiilinin, anılan Kanun hükmündeki suç tanımına uymadığı, diğer bir ifadeyle, 657 sayılı Kanunun 125/D-l maddesiyle örtüşmediği ve disiplin hukukunda yer alan "tipiklik" şartının gerçekleşmediği anlaşılmış olup, bu sebeple davacının tecziyesine yönelik dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir. " şeklinde karar verilmiştir.
