
Anayasanın 48. maddesinde; "Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir. Özel teşebbüsler kurmak serbesttir. Devlet, özel teşebbüslerin milli ekonominin gereklerine ve sosyal amaçlara uygun yürümesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayacak tedbirleri alır." hükmüne yer verilerek, çalışma ve sözleşme hürriyeti anayasal teminat altına alınmıştır.
1219 Sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun'un Ek 13/a maddesinde; "a) Klinik psikolog; psikoloji veya psikolojik danışma ve rehberlik lisans eğitimi üzerine klinik ortamlarda gerekli pratik uygulamaları içeren klinik psikoloji yüksek lisansı veya diğer lisans eğitimleri üzerine psikoloji veya klinik psikoloji yüksek lisansına ilaveten klinikpsikoloji doktorası yapan sağlık meslek mensubudur.
Klinik psikolog, nesnel ve yansıtmalı ölçüm araçları, gözlem ve görüşme teknikleri kullanarak psikolojik değerlendirme ile uluslararası teşhis ve sınıflama sistemlerinde hastalık olarak tanımlanmayan ve Sağlık Bakanlığının da uygun bulduğu durumlarda psikoterapi işlemleri yapar. Hastalık durumlarında ise ancak ilgili uzman tabibin teşhisine ve tedavi için yönlendirmesine bağlı olarak psikoterapi uygulamalarını gerçekleştirir.
Psikoloji lisans eğitimi üzerine ilgili mevzuatına göre Sağlık Bakanlığınca uygun görülen psikolojinin tıbbi uygulamalarıyla ilgili sertifikalı eğitim almış ve yeterliliğini belgelemiş psikologlar sertifika alanlarındaki tıbbi uygulamalarda görev alabilirler.
Uzman tabibin teşhis ve yönlendirmesiyle ya da bağımsız olarak yapılabilecek mesleki uygulamalar, bu bentteki prensipler çerçevesinde Sağlık Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle belirlenir." hükmü yer almaktadır.
Klinik psikologların ve konuşma ve dil terapistlerinin, 'uzman tabibin teşhisine ve tedavi için yönlendirmesine bağlı olarak yapabileceği işler' ve 'uzman tabibin teşhisine ve tedavi için yönlendirmesine bağlı olmadan hizmet verilebilecek hastalık olmayan durumlar' olarak iki farklı çalışma alanları bulunduğu, klinik psikolog hizmeti verilen işyerinde "uzman tabibin teşhisine ve tedavi için yönlendirmesine bağlı olmadan hizmet verilebilecek hastalık olmayan durumlar" kapsamında hizmet verebilmesine yasal bir engel bulunmadığı halde çalışma özgürlüğünü kısıtlayacak biçimde ve aksi yorumla işlem tesis edildiği, 'uzman tabibin teşhisine ve tedavi için yönlendirmesine bağlı olarak yapabileceği işler' kapsamında yapılacak faaliyetler hakkında ise düzenleme bulunmadığı, ancak İdarenin bu alanda düzenleme yapmamış olmasının çalışma hürriyetini kısıtlayacak şekilde işlem tesisine gerekçe teşkil edemeyeceği, kaldı ki bu hususta idarenin denetim ve gözetim yetkisinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda; dava konusu işyerinde "uzman tabibin teşhisine ve tedavi için yönlendirmesine bağlı olmadan hizmet verilebilecek hastalık olmayan durumların" mevzuat kapsamında yürütülebileceği anlaşıldığından çalışma hürriyetini kısıtlayacak şekilde tesis edilen işlemlerde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
