
Telefon görüşmelerinin önceden bir plan yapılmadan ve sanığı böyle bir görüşme ve konuşmaya yöneltmeyen katılan tarafından gizlice kaydedilmesi, kanıtların kaybolması ve bir daha elde edilememesi tehlikesini ortadan kaldırmaya yönelik zorunlu bir önlem niteliğinde olup, telefon görüşmesinin, içeriği dışında sanık tarafından da doğrulanması, itibar edilmeyen tanık beyanı ile de arama ve konuşmaların sabit olması karşısında hukuka uygun olarak elde edildiği saptanan ses kaydının delil olarak kabulü ile sesin sanığa ait olup olmadığı konusunda araştırma yaptırılıp deliller bütün olarak değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekir.
Yargıtay 4. CD 6/3/2015 E:2013/10344 K:2015/23890
